27 Haziran 2011 Pazartesi

Yolculuk


Bu çizgi altında kalmak
Zaman boyu ıslak kılar Bay Zebra'yı

Gücenir tilki
Kuyruğuna tenekeler bağlar

Alışır üzeri açık uyumaya

8 Nisan 2011 Cuma

Mektup Sonu Masalları


Küçük kral baba açtı kapıyı usulca
Her şeyi atmıştı ya şu küçük bulut
Gözlerinin içine
Korktu küçük kral baba
Ya göremezse buraları bir daha, diye
Aldı eline zor zamanlar oltasını
Ucunda bir kerpeten
Bıraktı küçük bulutun gözlerinin boşluğuna
Uyuyan bulut
Küçük bulut
İşte böylece
Tüm hayallerinden
Kurtuldu.

26 Şubat 2011 Cumartesi

Mektup Sonu Masalları


"Bir kez olsun görmedim
Şöyle koşa koşa çıkıp da karşıma
Sarıldığını boynuma."
Sevgilim Zürafa,
Benim daha yaşım kaç
Nasıl uzayayım yani bir anda
Kapıda karşılama boyunca?

22 Aralık 2010 Çarşamba

Ses

    üç kedi beş kedi üç kedi beş kedi beş kedi la lala la la laaa tavada penguen omlet penguen rafadan penguen ka penguen kambur karga teğel karga ıman karga gakgakgakgak

20 Aralık 2010 Pazartesi

Mektup Sonu Masalları


Madrabaz uyandı
Elleri açılmamıştı
"Ben sonradan kör oldum" dedi.
Bayan Kaydırak kafa salladı
Üzerinden kayan sözcükler
Kikir kikir toprağa çarptı
Madrabaz utandı
Elleri iyice kapandı
"Ben orada yoktum ki" dedi.


18 Aralık 2010 Cumartesi

Mektup Sonu Masalları


Kaç parçaya bölüneceğine bir türlü karar veremeyen kedi
Sonunda bir şamdana dikti kendini
Güzel güzel izledi ışığını karanlıklarda
Romantizm için tutuştu kimi geceler de
Aklında gazoz, yanında şarap
"Ah olsaydı ya benden bir tane daha
Uzun uzun okşardım onu yaşlandığım rüyalarda
Ben başka türlü bilirmişim tadımı
Yetmez mi parçalandığım aynalarda?"


24 Eylül 2010 Cuma

Geceyi Getiren Adam


Geceyi Getiren Adam mis kokardı. Çünkü sadece çiçekleri koklardı. Görünmezdi kimselere. Birazcık görecek olsa ölümlü gözler onu “Aççelerando!” diye bağırırdı hemen. Şaşırırdı tüm yıldızlar sırasını bu koşturmacada. Yarı uyur yarı uyanık açardı perdelerini Ay bile. Unuturdu geceliğini giymeyi çoğu zaman. Neyse ki severdi çıplaklığı Geceyi Getiren Adam. Bir-iki kez çaya bile davet etmişti Ay'ı. Ne talihsizlik ki çay vaktine kalmadan uyuyakalırdı her zaman Ay. Öylesine görünmez olurdu ki o zaman, Geceyi Getiren Adam düşecek olurdu yeryüzüne “Neredeymiş benim bademli kurabiyem” diye. O vakit görebilirdiniz onu baksanız gökyüzüne. Üzerinde beyazlaşmaya yüz tutmuş geceliği ve eteğine yapışmış birkaç şaşkın kediyle.